28 Şubat 2021
28 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Gece Vardiyası – 3
(Okunma Süresi: 1 dakika)
Söz kalbin aynasıdır derler. Her kim ki kalbine cevher doldurur, dilinden inci mercan saçar. Şair kalbi ki; aşk ateşinde dağlanır, gözyaşı ile sulanır, dağlarda kuşla çiçekle söyleşir. Meyve verir, adı şiir olur.
Eskişehirin Sarıköy beldesinde geçimini çiftçilikle sağlayan bir aileden dünyaya gelen Yunus Emre, aşkı Tapduk Dergâhı’ında bulan kalbiyle yaşayıp kalbiyle söyleyen bir şair derviştir.
Yıllarca Tapduk Emre Dergâhı’nda bulunmuş, sakalık ve odunculuk yaparak hizmet etmiş. Gerek tekkede gerek halkın içinde çeşit çeşit insanla kesişmiş yolu. Tasavvuftaki seyr-u sülûkun cilvesi pek çok imtihana tâbî tutulmuş; hor görüldüğü yerde hoş görmeyi, yalanın olduğu yerde doğruluğu, kıskançlığın olduğu yerde fedakarlığı öğretmiş kalbine. Öyle zamanlar olmuş dergâhtan ayrı durmak zorunda kalmış; ayrılığı, aşkı, aşkın cefasını öğretmiş kalbine.
Ve bir gün artık kalbinde dolup taşanlar dilinin kapısındaki kilidi kırmış, meyvelenmiş Yunus Emre hazretleri. Ol Çalab’ı Yunus’un kalbine odu, diline sözü vermiş. Ve bu sözlerin yolculuğu asırları nesilleri aşmış.
Yunus Emre’nin yaşadığı dönem Moğol istilası ile boğuşmaktan halkın maddi manevi yorgunluğa düştüğü, zor günler yaşadığı bir zamandır.
Böylesine bir zamanda O’nun kalbinden diline dökülenler, bütün ahalinin yüreğinde bir sekinet oluşturmuştur. O her daim insanlara güzel ahlakı, huzuru önce içte aramak gerektiğini, aşksız yürüyenin beden diye bir ceset taşıdığını öğütlemiştir. Dokunduğunu kendine dönüştüren Türkistan Mayası’nı Anadolunun bağrına çalmış, Türk-İslam birliğinin yeniden tahsis edilmesinde önemli bir vazifeyi üstlenmiştir.
Edebiyatçılar Yunus Emre hazretlerini Türkçe’nin süt dişleriyle konuşan, oldukça sade bir dil ve üslupla yazan bir şair olarak tanımlamıştır. Şiirleri teknik olarak aruz ve hece vezniyle yazılmıştır. Risalet-i Nushiyye ve divanını Abdülbaki Gölpınarlı bir kitapta toplamıştır.
Sözü kalbiyle söyleyen Aşık Yunus’u can kulağıyla duymak duası ile…
“Kamuya söz söylenir ibret için,
Yunus’u da söyletir ol Sübhânı.”
Yorum Yaz