28 Şubat 2021
28 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
19 Şubat 2021
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Gece Vardiyası – 3
(Okunma Süresi: 2 dakika)
Bağdat’ta susuz bir coğrafyanın bağrında yetişen Fuzuli, Su Kasidesi ile Hazreti Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’a karşı olan sevgisini en içtenliği ile bu beyitlerde dile getirir. Esasında gazel olan ancak su redifli olduğu için ‘Su Kasidesi’ adı ile meşhur olan bu eser 32 beyitten oluşur. Şairin Peygamber Efendimiz’i (Sallallahu Aleyhi ve Sellemi) konu alması itibariyle de bir Naat-ı Şerif tir.
Su varlığın özüdür, rahmettir. Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de “Biz her şeyi su ile diri kıldık” (Enbiya/ 30) buyurur. Şiirde Fuzuli yaşamın kaynağı olan su ile En Sevgiliye (s.a.s) olan sevgisini, özlemini anlatarak gönlümüzü de adeta yangın yerine çevirir, gönlümüzdeki hasret ateşini alevlendirir.
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara suKim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
(Ey göz! Gönlümdeki ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar tutuşan ateşlere su fayda vermez.)
Bu beyitte Fuzulî gönlündeki aşk ve ıztırabı ateşlere, gözyaşını ise, suya benzetir. Su bir yakıcı ve bir yanıcı maddeden meydana gelir. Yakıcı ile yanıcıdan ortaya çıkan, yangını söndürecek olan şeydir esasında su. Aynı zamanda aşkı da temsil eder.Çünkü ancak gözyaşı olduğu zaman aşkın adından söz edilebilir. Ateşi su söndürür. Fakat gönül ateşi maddî değil, manevîdir. Bundan dolayı gözyaşları insanın içindeki ateşi söndürmeye yetmez.
Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesünBir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su
(Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile mahvetsin) , boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.)
Bahçıvan tek tek gülleri sulamak icin bos yere uğraşmasın. Bahceyi bastan basa su ile doldursun sele versin. Bosuna zahmet etmesin Sevgilinin. Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’ın yüzünün gülü gibi bir gül tekrar açılacak değil o bahçede.
Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n’olaZayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su
(Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı?
Zira gül elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmez.)
Bahçıvanın maksadı diken sulamak değildir ama bir gül elde edebilmek için aylarca o dikenlere katlanır, sular durur. Sevgilinin yanağını güneşe benzetir şair. Güneşe bakan insanın gözleri nasıl ki yaşarır gözleri o ışığa dayanamazsa şairin de Sevgilinin yanağını hatırlaması ile adeta güneşe bakmış gibi gözlerim yaşlar ile doluyor der. Ancak bu bir kayıp değildir. Çünkü gülü özleyerek dikene benzeyen kirpiklerimin ıslanması boşa emek çekmek değildir. Sonunda güle ulaşmak vardır.
Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzârÂşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su
(Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş.)
Su, O’nun köyünün bahçesine, Ravzaya doğru hiç yorulmadan boyuna gidiyor. Galiba bu su O’na aşık olmuş, yoksa bu kadar uzun zamandır bu yol çekilmezdi. Şairin burada bahsettiği su ise Dicledir. Ve onun yönü hep Efendimizin mübarek bedeninin bulunduğu yere Medine’ye doğru akar.
Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerekÇün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su
(Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere bırakamam.)
Su Medine-i Münevvere’ye doğu akıp gider. Fakat şair bu durumdan rahatsız olur. Çünkü o suyu rakibi olarak görmektedir. Suyun benden önce sevgiliye kavuşmaması için set olup durdurmam gerek der. Set olabilmem için de toprak olmam lazım. Suyun yolunu yalnızca toprak kapatabilir yönünü yalnızca su değiştirebilir. Toprak olmaktan kastettiği ise ölümdür. Çünkü insan ancak ölünce toprak olabilir.
Rakibini kıskanan şair sırf kendisinden başkasının Sevgiliye yani Efendimiz’e (s.a.v) ulaşmasına engel olabilmek için ölümü göze alıyor.
Kaynak: İskender Pala / Su Kasidesi
Yorum Yaz