Heybetinden hiçbir şey kaybetmedi ölüm
Kaç cenaze kaldırıldı, cenazeler önünden
Ve dirilmek için okunmadı Fatiha’lar
Ölüler varken dirilere anlatmadılar
Anlasa insan, her insan mezar taşıdır
Gün gelir, yerini mermer taşa bırakır
O zaman bir cenaze ile bin cenaze kalkar
Biri uğurlanır, bini gönlüne bakar
Fakat kolay gelir konuşmak
Hem de anlamından çok uzak
Kimine gençti derler
Acı katmerleşsin diye
Kimine yaşlı
Teselli kabilinden
Fakat ne eksilir
Ne de artar gözyaşı
Ölüm gibi kalır
Yerinde ve seyrinde
Ölüm, bunların çok ötesinde
Her gidenin ardından
Elbette gönül mahzun
Akıl hatıralar girdabında
Yıkılır matemli dev şehirler
Dağlarından şeffaf kayalar dökülür
Kalana kalır takat sınayan yük
Ve insan, acılarıyla büyük
Fakat sonsuzluk notaları duyuyorum
Gönlümün en esrarlı yerinden
Sanki bir tül kaldırıldı, aralandı gerçek
Sanki kalktı aradan, birdenbire dünya
Ansızın bir sefer
‘Kaç kere’ si yok
Defalarca ölümü görür
Ama insan, bir kere ölür
O kadar iç içe ki ölüm ve yaşamak
Yaşamda ölmek var
Ölümde yaşamak
Daha da yakını, ölümü yaşamak
Demek ki ölüme alışmak yok
Demek ki ölümü anlamak var
1
2
2