Hakikatin Süvarileri Kavramlar

Hakikatin Süvarileri Kavramlar

İçinde bulunduğumuz zaman ve yaşam koşulları rüzgarda esen bir yaprak gibi bizi bir oraya bir buraya yalpalamaya devam etmektedir. Ayakları sabit, devrilmesi güç olan benliğe sahip olanlara ne mutlu. Yalpalananların akıllarında hep bir soru onları meşgul etmektedir “ne yapmam gerek?” . Karamsar ve çaresiz olduğumuz zaman en zayıf zamanımızdır. Daima güçlü olmak için bilmemiz gereken ilk şey daima bir iddia peşinde olmaktır.

İddia ve Düşünce Arasındaki Fark

İddia etmek dava sahibi olmaktır aslında. Düşünce/fikir sahibi olmak ile bu noktada ayrışırlar. Bir konu hakkında görüşünüz olabilir ancak iddianız yoksa o düşünceniz sizden başkasını pek irdelemez. Binaenaleyh “iddia” (إدعاء) ve “dava” (دعوى) kelimeleri “davet” (دعوة) kelimesi ile köken itibariyle benzerdirler yani aynı ailenin farklı fertleri gibi. İddia ettiğiniz, dava edindiğiniz hususlarda aslında sizi dinleyenleri bu düşüncenize davet ediyorsunuz demektir. O halde iddia “düşüncenizin/fikrinizin haklılığını ve hakikatini karşı tarafa ikna ettirme ve onları bu hakikate davet etmektir.”

Hakikatinin Süvarileri

Kavramlar hakikati anlamada birer süvari gibidirler. Dağ gibi insanların kaldıramayacağı işi ince bir kağıt üzerindeki harflerden mürekkep cümleler kaldırır. O yüzdendir ki Cenab-ı Allah “Kelâmullah” ile yani “Kur’ân” ile kulları ile konuşmaktadır. Yine ikinci delil kaynağımız olan Sünnet; kavilleri, halleri, ikrarları, ahlâkı ve yaratılıştan gelen sıfatları ise “Hadis-i Şerifler” ile bizlere aktarılmaktadır. Batıldan nehyedip iyiliğe yöneltmektedir.

Fikir Sahibi Olmak Kolay, Sen Dava Sahibi Ol!

Bugün en büyük sorunumuz aslında dava sahibi olamamaktır. Gazze’den Suriye’ye Suriye’den Doğu Türkistan’a oradan Myanmar’a ve sadece oralar değil tüm İslâm coğrafyalarıyla beraber hedefimiz bununla da kalmayıp tüm dünya olmalı. Dava sahibi olan hedef sahibi olur. Çünkü hakikate davet etmeniz gereken hedefleriniz olmalıdır. Sağır birine ne kadar hakikati bağırırsanız duymayacaktır. Hedefiniz kulağı değil gözü olmalıdır. O halde davet yollarınız da buna göre şekillendirmelisiniz. Âmâ bir insanın da kulağından kalbine ulaşmalısınız. Siz davet ettiğiniz de sizi sağır duyacak âmâ görecektir. Sakat size yürüyebilecek yatalak bir hasta kalkıp size sarılabilecektir. Tüm bunları yapabilmek sizin elinizdedir. Dava ve hedeften sonra o halde bunları yapabilmek için “gayret” gerekecektir. Yoksa yatalak bir insan size nasıl kalkıp sarılabilir ki? Onun ruhuna temas edeceksiniz ki gözlerini kapadığında hayallerine girebilesiniz. Birilerinin umudu olabilirseniz eğer dava ve hedefinizde doğrusunuz demektir. Ama kimlerin umudusunuz bu da önemlidir elbette. Gazze’de ölmekten korkan çocuğun umudu mu? Ölen çocukların haberini aldığında sevinçten zıplayanların umudu mu? Fikir sahibi olmak kolaydır, dava sahibi olup mazlumların umudu olmak kadar paha biçilmez bir his yoktur.

Hakka Taraf Olmak Batılı Bertaraf Etmektir

Cemil Meriç der ki; “Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur..” Dava sahibi olmak sizin tarafınızı belirleyecektir. Bazen taraf olmamak da kişiyi bir tarafa otomatik olarak koymuş olur. O yüzden denilmiştir ya “Bîtaraf olan bertarâf olur” diye. Buradan şunu çıkaralım “Haktan yana taraf olmak”. Bazıları taraf olmayı “asabiyet” olarak algılıyor. Senin kavminden biri bir haksızlık yaptığında onu savunuyorsan sen “ırkçısın” demektir. Bunun başka bir izahı yoktur. Herhangi bir düşüncede hakikate karşı kör olmaktan dolayı kişide zuhur eden taassubiyete bağlı taraf olmak değildir bahsettiğimiz.Kavramlar böyledir işte insanlar sizi kelimelerden anladıkları ile sınırlandırarak sizi kendi sözleriniz ile halt etmek isterler. O yüzden bazen kelimeleri dile getirmeniz manalarında yolculuk yapmanız gerekmektedir. Şerhin de şerhi gereklidir velhasıl kimi zaman.Dava, Hedef, Gayret ve Taraf bu kavramlara sahipseniz. Müslümanlar için ne yapmam gerek, Kudüs için ne yapmam gerek sorusunun cevabı işinizie yarayacaktır.

Bir şey yap güzel olsun!

• Yerden kaldırdığın bir taş Kudüs’e yardım olur.
• Beddualarını çevirdiğin zâlimler helak olmaya mahkum olur.
• Gayret sahibiysen yazar, çizer, paylaşırsın.
• Duanın her zamankinden daha fazla tesir etmesini istiyorsan bildiklerinle amel edip ettiğin dualara layık olmaya çalış.
• Zalimi boykot eder, bir kitap okursun, bir sohbet dinler birilerine nasihat eder kendinden küçük yahut senin bilgine muhtaç kimselere muallim olursun.
• Sen bunları yaptığında Allah rızası için yaparsan ve amelini güzelleştirirsen o halde Kudüs’e her zaman yardım etmek senin elindedir.

Gazan mübarek olsun!

20
18
15