8 Haziran 2008
Merhaba Zeynep arkadaşım. Bugün seninle misafirliğe geldiğinde, ev sahibi canın sıkılmasın diye oğlunun oyuncaklarıyla oynamana izin verdiğinde tanıştık. Diğer oyuncak arkadaşlarımdan ne farkım var bilmiyorum ama sen beni çok sevdin ve eve döneceğiniz zaman beni bırakmak istemedin. Bunun sonucunda ev sahibi sana kıyamadı ve benim seninle gelmeme izin verdi. Annene “Bu atın -özür dilerim ama ben bir zebrayım!- adı ne olsun?” diye sorduğunda annen biraz düşünüp “Düldül olsun.” dedi. Ben bu ismi çok sevdim! Sen de sevmiş olmalısın ki kabul ettin.
Nasıl bir çocuksun ve seninle neler yaşayacağım bilmiyorum, evindeki diğer oyuncak arkadaşlarla tanışmak için can atıyorum! Umarım seninle ve onlarla iyi anlaşırım.
20 Haziran 2008
Çok bunaltıcı bir çocuksun Zeynep! Tamam, biliyorum beni çok sevdin. Ben de seni çok sevdim ama beni her gittiğin yere götürmek zorunda mısın? Gezmeye gittiğinizde hatta uyurken bile niye elinde tutuyorsun ki beni sımsıkı? En nihayetinde ben de bir zebrayım, canım koşmak istiyor!
Bir gece sen uyurken elinden zorla da olsa kurtuldum. Tam kaçıyordum ki sen uyandın. Elinde beni göremeyince telaşla etrafına bakındın. Gözlerin doldu. “Düldül…” diye söylene söylene yatakta beni aradın! Beni bulamayınca gecenin bir yarısı evi ortalığa katma diye kaçmayı denemedim ve pes ettim çünkü ben yokken neler yaptığını biliyorum. Sen bilmiyorum sanıyorsun ama ben duyuyorum hepsini.
Bir kere beni gittiğiniz misafirlikte unuttun diye tüm gece annenin başının etini yemişsin. Aksine ben o gece o kadar rahattım ki! İstediğim kadar koştum, yorulana kadar. Tabii bu özgürlüğüm kısa sürdü çünkü ertesi sabah ilk işin beni almaya gelmek oldu ve benim esaretim yeniden başladı!
Ayrıca şikayetlerim bununla sınırlı değil. Diğer oyuncaklarınla oynayacağın zaman beni aslandan uzak tutar mısın? O kadar öldürücü bakışlar atıyor ki neredeyse beni elinden bırakmadığın için şükredeceğim!
Eğer bu dediklerimi değerlendirirsen seninle daha iyi anlaşabiliriz.
15 Eylül 2010
Artık okula başladığın için eskisi kadar görüşemiyoruz. Beni artık her zaman elinde tutmuyorsun. Uyanıp yanında göremeyince ağlayarak her yerde beni arayan o küçük Zeynep değilsin artık sen. Hatta anaokulunda başka bir oyuncak at için arkadaşlarınla kavga ediyormuşsun, annene söylerken duydum. Benden bu kadar kolay vazgeçebiliyor musun Zeynep? Yeni oyuncak arkadaşlarını daha mı çok seviyorsun? Özgürlüğüme kavuşmam beni çok sevindirdi ama ayrılık bu kadar ani olmamalıydı. Arada sırada beni okuluna götürsen olur mu? Seninle dışarıya çıkmayı özledim…
20 Kasım 2017
Oyuncaklarla oynayacak çağı çoktan geçtin. Birkaç oyuncağınla beraber beni de küçük bir kutuya hapsettin ve evine sadece misafir çocukları geldiğinde bizimle oynasın diye kutuyu açıyorsun. Artık yüzüme bile bakmıyorsun. Benimle geçirdiğin zamanları unuttun değil mi? Çok küçüktün ve unuttun…. Ama ben unutmadım ve bir zamanlar sende yerim apayrıyken şu an diğer oyuncaklarınla aynı kaderi yaşamak beni çok üzüyor.
2 Ocak 2023
Hangi misafir çocuğu beni buraya attı, ne zamandan beridir buradaydım bilmiyorum ama beni en nihayetinde evi temizlerken yatağın altında buldun. Gözlerin sevgiyle dolduğunda ve “Düldül…” diye mırıldandığında çok heyecanlandım. Ya hatırlamıştın o eski günlerimizi ya da annen anlatmıştı sana tüm bunları ama sonuç olarak beni gördüğünde çok mutlu olmuştun. Uzun zaman sonra tekrar sımsıkı tutuyordun beni, o kadar mutluydum ki! Beni temizledin sonra çalışma masanın üstüne yerleştirdin. Artık her gün seni bu masada ders çalışıyorken seyrediyorum. Yorulduğunda uykulu gözlerinin, pes ettiğinde gözyaşlarının şahidi benim. Tıpkı bir zamanlar küçük bir kız çocuğunun kahkahasına ve neşesine şahit olduğum gibi… Bu dünyanın soğukluğu seni üşütmesin, içindeki o çocuğu hep yaşat olur mu?
Yokluğunda anladım kıymetini Zeynep. Beni her zaman o 4 yaşındaki kız çocuğunun sevgisiyle sev olur mu arkadaşım? Çünkü ben seni hep öyle sevdim…