Aynı sıraya oturmuşlardı, bunun sevinci vardı Kemal ve Hasan da. Sınıflar yaklaşık 40 kişilikti. Kemal ve Hasan Bir yandan gelecek olan öğretmeni bekliyorlardı bir yandan da sınıfı izliyorlardı. İlk ve orta okulun sınıflarına benzemiyordu. Duvar tek renkti. Siyah tahta yanında tebeşirler.. Öğrenciler sınıflara girmiş öğretmenleri bekliyorlardı. Sınıf içinde çeşitli uğultular […]
Cihad Güner
İlk gece başlamıştı, okulların açılmasına sayılı günler kalmasına rağmen yurttaki öğrencilerin hepsi gelmemişti. Duvardaki kahverengi köşeli saate baktı, akşam 20.30 sularıydı, odaya göz atmaya başladı. duvar boyası krem rengiydi, dört adet yatak ve hemen yanında birer tane tek gözlü gri metal dolaplar vardı. İki göz beyaz ahşap pencere hemen altında […]
Yol kenarı/Ağustos’un sonları – Bu sene gitmesen? – Olur mu hiç öyle şey, bağ bahçe güzel hem de ne güzel mahsul verdi. Bu sene gittim gittim yoksa iki sene daha gidemem. – Ne bileyim ben, bu sene benim de okul bitecek ya ondan diyorum beraber giderdik. – Güzel diyorsun ama […]
Saat 02:12 Yusuf’un beyninde şimşekler çakıyor. Sigarası bitmek üzere iken , Sebahat gidene kadar kafasını kaldırıp bakamadı. Yağmur ve gözyaşı. Sigara izmariti elinden düştü ve doğrulup Sebahat in ardından baktı. Sebahat salınarak yürüyorken hissetmiş olacak ki otobüsün merdivenlerine geldiğinde duraksadı. Yusuf son bir gayret ile doğrulup ardın sıra koşar adım […]
Saat 01.47 Yahu otobüs niye gelmedi, saat kaç oldu? Kahrolası gecikir gecikir de bu kadar olur mu? Terminalin içinde bunaltıcı bir hava. Bankların üzerlerinde uyuyanlar mı? Yaşlı gözlerle bekleyenler bu saatte hala bir şeyler satmaya çalışan işportacılar büfelerden gelen yoğun yağ kokusu. İyice daraldı. Firmanın gişesine gidip otobüsü sormak istedi. […]
Böyle bir soruyla karşılaşmak muhtemeldir. Bu soruyu olmak yada olmamak diye değiştirelim. Mesela bir şairden başlayalım, Mesela bir aşıktan. Her aşık sair olmayabilir lakin her şair aşkı nerde görse tanır. Şimdi böyle bir adamın sustuğunu düşünelim. Zor olacak. “Lambada titreyen alev üşüyor” diyen bir şair hangi fiille anlatabilirdi? İllaki yazmalıydı. […]
Gel içeri. Yüreğimin kıyılarına vuran masalları okuyacağım sana çocuk. İnce bir yol bulup giden zamana inat, Kırlanangıçlardankorkan yüreğinde; Bir heyecan kopar bilirim.. Ah geri aksa şu zaman mevhumu! Ah bir geri aksa, babamın omuzlarına çıkmak isterdim sadece. Oyuncaklarım sizlerin olsun. Bana hakikat lazım Oyuncaklarda eskiyor. Annemin balkondan “hadi içeri” demesinin […]
Bin yıllık tarihten geliyorum… Elimde solmuş bir çiçek. Yüz hatlarımda ki çizgiler, Siyahlığını kaybeden saçlarım. Büyüdük mü, yoksa ihtiyarladık mı? Adımız, genç ihtiyar. Bir şehrin sokağında; Gecelere dem vuran. Demdi geldi geçti. Bir ömrü yele verdik… Şiir gibi mısralara ayrıldım da geldim, Bin yıllık bir tarih. Kendi kendime verdiğim savaşlarım […]
Bir meczuptur yüreğim. Faran dağlarından geldi. Geriye nem kaldı? Boynu bükülmüş mısralardan başka? Efendim, ben bir köle Ben bir ismi meçhul. Biliyorum ben dememeliydim. Af.. Peki efemdim kendimi nasıl izah etmeliydim? Biliyorum sizki bir bakışınızla tanırsınız. Efendim derman aradım. Sizi görmeden evvel. Derdi siz olanın dermanıda olurmuşsunuz. Iki çift söz […]